Uzm.Dt.
LEVENT KAVRAMA
Periodontist
Diş eti rahatsızlıkları, pek çok farklı türde ve boyutlarda görülebilir. Diş eti iltihabi, aft, diş eti apsesi, diş eti büyümesi, diş eti çekilmesi ya da diş eti kanaması gibi farklı diş eti problemleri ile zaman zaman karşılaşmanız mümkün. Karşılaştığınız anda zaman kaybetmeden diş eti hastalıkları uzmanına (periodontist) başvurmanız gereken diş eti rahatsızlıklarını inceleyin.
Diş eti iltihabi ya da diş eti enfeksiyonu, erken aşamalarında gingivitis olarak adlandırılır. Gingivitisin en yaygın sebeplerinden bir tanesi yetersiz ağız ve diş bakımı olarak bilinir. En sık rastlanan diş eti rahatsızlıklarının da başında gelen diş eti iltihapları, çene kemiğini çerçeveleyen, pembe gingiva dokusuna ve diş etinin yumuşak kısmına zarar verir. Bununla birlikte erken aşamalarda yakalandığında ve gingivitis aşamasındayken tedavi edildiğinde herhangi bir şekilde dişin kaynama mekanizmasını ya da bağlı olduğu kemiği etkilemez.
Lokal gingivitis, yani lokal diş eti iltihapları, tek bir dişin etrafında yer alabilecek enfeksiyonları işaret ederken yayılabilen gingivitis, tek bir noktadan diğer dişlere ve diğer diş eti dokularına da zarar verebilecek niteliktedir. Tam olarak bu nedenledir ki herhangi bir diş eti iltihabi şüphesi olduğu zaman bir an önce bir periodontoloji uzmanı ile görüşmek gerekir. Diş eti iltihabının en yaygın belirtileri arasında şişlik, diş eti ağrısı, bölgeye dokunulduğunda ya da bölge fırçalandığında meydana gelen diş eti kanaması ve bölgede kızarıklık yer alır.
Diğer adı diş eti apsesi olan periodontal apse, ağızın farklı yerlerinde meydana gelebilecek apseli diş eti enfeksiyonlarını ifade eder. Bu apseler, diş eti dokusunda, diş eti yuvalarında ya da diş kökü çatalında meydana gelebilir. Yerel apseli bir enfeksiyon olarak karşımıza çıkan periodontal apseler, dişin tutunma mekanizmasını çok kısa bir süre içerisinde tahrip eder ve bağlı olan dişin düşmesine sebebiyet verebilir. Periodontal apsenin en yaygın belirtileri diş eti cebinde gözle görünür, pürüzsüz ve parlak bir şişkinlik ile iltihaplı diş eti ağrısı olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte diş eti apsesi aynı zamanda akıntıya, ağrıya, hassasiyete ve çene kemiğinde sancıya da yol açabilir.
Kronik Periodontitis: En yaygın belirtileri arasında kızarıklık, şişlik, kanama, kemik tahribi, dişte gevşeklik ve 5 milimetreden daha derin diş cepleri oluşumu olan kronik periodontitis, diş etini destekleyen kemiği de içine alan, ciddi bir rahatsızlıktır. Kronik periodontitisde dişin tutunma mekanizması da ciddi ölçüde bu süreçten olumsuz etkilenebilir. Yerel periodontitis ile karşılaşabileceğiniz gibi, daha geniş alanlara yayılmış kronik periodontitis ile de karşı karşıya kalmanız mümkün. Bu gibi diş eti rahatsızlıklarının hastaya getirdiği en büyük risk ise diş etine bağlı olan dişin kaybedilmesidir. Durum tespiti yapabilmek adına bir diş röntgeni çektirmek, röntgen sonucunda ortaya çıkan sonuçları değerlendirmek ve dişin kaybedilme riskini belirlemek gerekir. Kronik periodontitis, ağız içi kemiklere ve etkilediği dişlere oluşturduğu tehlike riskine göre sınıflandırılmakta ve ona göre tedavi edilmektedir.
Unutmamak gerekir ki çoğu kronik periodontitis, zamanında tedavi edilmemiş gingivitisten (diş eti iltihabı) dolayı meydana gelir, bu yüzden de hiçbir diş eti rahatsızlığı asla hafife alınmamalıdır.
Diş eti çekilmesi, kronik periodontitisin bir sonucu olarak ortaya çıkan bir diş eti rahatsızlığıdır. Diş kökünün boynu, dışarıdan görünür hale geldiğinde, diş etinin geriye çekilmiş olduğu anlaşılır. Diş eti çekilmesinin sebepleri arasında aşırı derecede diş fırçalama da yer almaktadır, bu yüzden de diş eti bakımı yaparken ekstra dikkatli olmakta fayda vardır.
Diş eti çekilmesinin meydana geldiği durumlarda diş kökünü dışarıya çıkmaya iten sebepler tedavi edilmeli, ardından da estetik kaygıların giderilmesi için diş eti estetiği işlemlerine başlanmalıdır. Diş kökünün baş kısmının görünüyor olması ve dişin olduğundan daha uzun görünmesi, diş eti çekilmesinin en belirgin semptomları arasında yer alır.
Perio-Endo Lezyonlar: Şişkinlik, diş köklerinde meydana gelen şiddetli ağrılar ve soğuk ile sıcağa karşı aşırı düzeyde bir hassasiyet, perio-endo lezyonların habercisi olabilir. Dişlerdeki sinirler, damarlar ve genel olarak dişin pulpa dokusu, dişe destek sağlayan dokular ile doğrudan bağlantılı olduğundan ötürü bazı durumlarda diş köklerinde başlayan bir enfeksiyon, diş etine taşabilir. Bu durumun tam tersinin de oluşması mümkündür. Bu tür durumlarda öngörülen tedavi, periodontoloji tedavisi ve endodonti tedavisini bir arada yürütecek bir tedavi planını içermelidir.
Pembe estetik olarak da tabir edilen diş eti estetiği söz konusu olduğunda tıbbi açıdan doğrudan bir diş eti rahatsızlığı olmamasına rağmen, hastanın kendini daha iyi hissetmesi, fiziksel görünümünü iyileştirebilmesi ve özgüvenini artırabilmesi için bir dizi kozmetik uygulama baş gösterebilmektedir. Diş eti estetiği, diş eti konusunda en sık başvurulan uygulamalardan bir tanesidir. Çoğu durumda hastalar, diş eti hastalıkları ile karşı karşıya kaldıklarında elbette öncelikli olarak hastalığın tıbbi olarak giderilmesini, ardından da estetik açıdan oluşabilecek kusurların ortadan kaldırılmasını isterler.
Diş eti estetiği prosedürlerine pek çok farklı yöntem ve iyileştirme tekniği ile karşılaşmak mümkündür:
Diş eti estetiğinde en sık uygulanan yöntemlerden biri gingivektomi adı verilen diş eti tedavisidir. “Gummy smile” olarak adlandırdığımız diş eti görünümü fazla olan kişilere uygulanan kozmetik işlem ile gayet güzel sonuçlar elde edilmektedir. Bu sayede hastalar güldüğünde diş eti miktarı eskiye oranla daha az gözükmektedir. Bunun haricinde, diş eti rengi açılması, özellikle ten rengi koyu renkli bireylerde tercih edilen bir yöntemdir. Diş etindeki siyah-mora yakın pigment tabakası, lazer uygulamasıyla üstünden sıyrılmakta ve iyileşme sonrasında sıyrılan bölgenin altından pembe renkli dişeti dokusu oluşmaktadır.
Dişeti Hastalıkları ve tüm diğer tedavi ve hizmetlerimizle ilgili detaylı bilgi almak için bize ulaşın
MAGMAROOT